16 Kasım 2011 Çarşamba

SQL Komutları

DISTINCT: Birbirinin ayni olan satirlarin listelenmemesi için bu ifade kullanilir
“select distinct uyeadi from uyeler”
BETWEEN: Kosul belirtirken iki deger arasini belirtmek için kullanilir. Örnek:
Yasi 30 ile 40 arasindaki isçilerin kayitlarini listelemek için
“select * from uyeler where yas between 30 and 40″
LIKE: Eger aradigimiz kayitin bulunmasi için tam bir karsilastirma yapamiyorsak
“select * from uyeler where uyeadi like ’%a’”
IN: Kosul belirtirken kullaniriz. Mesela ismi netrobin, ali veya mehmet olan isçilerin
bilgilerini listelemek için.
“select * from uyeler where uyeadi in (’netrobin’,’ali’,’mehmet’ )”
SUM: Seçilen degerlerin toplamini bulur. Isçilerin aldigi toplam ücreti görmek için
“select sum(ucret ) from uyeler”

MAX, MIN, AVG: Verilen degerin en büyügünü, en küçügünü ve ortalamasini bulur.
MAX en büyük degeri, MIN en küçük degeri, AVG ise seçilen degerlerin ortalmasini bulur.
“select MAX(UCRET ), MIN(UCRET ), AVG(UCRET ) from uyeler where tarih>’01.01.1999’”

ORDER BY ASC: Tablodan seçtigimiz kayitlari alfabetik siralamak için kullanilir.
“select * from uyeler order by asc”

ORDER BY DESC: Tablodan seçtigimiz kayitlari son kayıt sırasına göre siralamak için kullanilir.
“select * from uyeler order by desc”
GROUP BY: Genelde istatistik amaçlar için kullanilir. Mesela hangi tarihte kaç isçinin ise
alindigini bulmak için.
ALIAS: Genelde tablonun veya kolonun adını başka bir şeymiş gibi değişirebiliriz.
Uyeler tablosundaki uyeadi kolonunun adını isim yaptık yani isim olarak çağırabiliriz.
“SELECT uyeadi AS isim FROM uyeler”
JOIN: Bazen iki yada daha fazla tablodan veri cekmemiz gerekebilir, bu gibi durumlarda bu
methodu kullanırız.
Birbiri ile ilişkilendirilmiş iki tablomuz var biri uyeler diğeride detaylar olsun.
İki tablodanda aynı anda sorgulama veya veri çekeceğiz. Uyeler tablosunda id=1 ise detaylar
tablosundaki karşılğı ise uyeno=1 olarak yapıyoruz.
“SELECT * FROM uyeler,detaylar WHERE uyeler.id=detaylar.uyeno”
INNER JOIN OLARAK
“SELECT * FROM uyeler INNER JOİN detaylar ON uyeler.id=detaylar.uyeno”
LEFT JOIN OLARAK
“SELECT * FROM uyeler LEFT JOİN detaylar ON uyeler.id=detaylar.uyeno”
UNION ve UNION ALL : Join methoduna benzer ama sadece aynı kolonlara sahip tabloları
birbirine bağlar. Uyeler ve Detylar tablosundaki uyeadlarını sorgular.
“Select uyeadi from uyeler UNION Select uyeadi from detaylar”
Sadece UNION kullanırsak iki tabloa aynı isimler olsa bile tekrarlar.
UNION ALL kullanırsak iki tabloda aynı isimler olsa bile sadece tekini sorgular.
“Select uyeadi from uyeler UNION ALL Select uyeadi from detaylar”

SQL FONKSİYONLARI

sql kendi içinde bir cok fonksiyonu barındırır, bunlar sayım ve hesaplama için kullanılabilir.
Fonksiyon sözdizimi kuruluşu;
SELECT fonksiyon(kolon ) FROM tablo
Fonksiyon tipleri;
sql fonksiyonları birkaç temel tip ve kategoriye sahiptir. Temel fonksiyon tipleri:
++ Aggregate (birleşik degerli ) fonksiyonlar
++ Scalar (tekil degerli ) fonksiyonlar
Aggregate (birleşik degerli ) fonksiyonlar
Bu tip fonksiyonlar birçok deger ile çalışır ama sonucu tek bir degerdir.
Bu fonksiyonların MS Access e uygun olanları:
AVG(kolon ): girilen kolondaki sayıların aritmetik ortalama degerini geri yollar
COUNT(kolon ): Boş degerler haric, girilen kolondaki satır sayısını yollar
COUNT(* ): Verilen tablodaki satır sayısını yollar
FIRST(kolon ): girilen kolondaki ilk degeri yollar
LAST(kolon ): girilen kolondaki son degeri yollar
MAX(kolon ): girilen kolondaki en yuksek degeri yollar
MIN(kolon ): girilen kolondaki en dusuk degeri yollar
STDEV(kolon ): girilen kolondaki basit istatiksel standard sapma degerini yollar
STDEVP(kolon ): girilen kolondaki nüfus istatiksel standard sapma degerini yollar
SUM(kolon ): girilen kolondaki sayıların toplamını yollar
Bu fonksiyonların sql Server a uygun olanları:
AVG(kolon ): girilen kolondaki sayıların aritmetik ortalama degerini geri yollar
BINARY_CHECKSUM: tablonun verilen satırındaki ikilik tabandaki checksum degerini yollar
CHECKSUM: tablonun verilen satırındaki checksum degerini yollar
CHECKSUM_AGG: boş degerler haricindeki verilerin checksum degerini yollar
COUNT(kolon ): Boş degerler haric, girilen kolondaki satır sayısını yollar
COUNT(* ): Verilen tablodaki satır sayısını yollar
COUNT(DISTINCT kolon ): Verilen tablodaki satır sayısını yollar, fakat cift veri bulunan satırları bir defa sayar
FIRST(kolon ): girilen kolondaki ilk degeri yollar
LAST(kolon ): girilen kolondaki son degeri yollar
MAX(kolon ): girilen kolondaki en yuksek degeri yollar
MIN(kolon ): girilen kolondaki en dusuk degeri yollar
STDEV(kolon ): girilen kolondaki basit istatiksel standard sapma degerini yollar
STDEVP(kolon ): girilen kolondaki nüfus istatiksel standard sapma degerini yollar
SUM(kolon ): girilen kolondaki sayıların toplamını yollar
Scalar (tekil degerli ) fonksiyonlar
Girilen degere gore bir deger ile calısır ve sonuc olarak bir deger yollar.
Bu fonksiyonların MS Access e uygun olanları:
UCASE(c ): bolgedeki karakterlerin hepsini buyuk yapar
LCASE(c ): bolgedeki karakterlerin hepsini kucuk yapar
MID(c,start[,end] ): yazı alanından karakterleri calıstırır
INSTR(c ): yazı alanından karakterleri gosterir
LEFT(c,karakterNumarasi ): text alanının girilen sayıya kadar olan kısmını yollar (soldan sayar )
RIGHT(c,number_of_char ): text alanının girilen sayıya kadar olan kısmını yollar (sagdan sayar )
ROUND(c,hassasiyet ): sayı alanını verilen hassasiyete gore yuvarlar
MOD(x,y ): bolme işleminde kalanı gosterir (mod işlemi yapar )
NOW( ): o anki sistem zamanını gosterir
FORMAT(c,format ): alanın gosterim biçimini degiştirir
DATEDIFF(d,birinciTarih,ikinciTarih ): tarih hesaplarını yapmak için kullanılı

Windows 7 İpucları

Yönetici Görevlerini tek pencerede ulaşım :

Tüm Görevler,'u açmak için yapmanız gereken çok basit. Masaüstünde yeni bir klasör oluşturun ve adını " TümGörevler.{ED7BA470-8E54-465E-825C-99712043E01C} " olarak değiştirin. Klasör farklı bir simge alacak ve adı "Tüm Görevler" olarak değişecek. İşte bu kadar basit. Şimdi bu simgeye çift tıklayın : Her birine ulaşmak için farklı yolları takip etmeniz gereken onlarca Windows 7 ayar seçeneği tek bir pencerede karşınızda! Bu seçenekler arasında İnternet seçeneklerinden AutoPlay'e, Donanım seçeneklerinden anti-virüs ayarlarına kadar hemen her şeyi bulmanız mümkün...

21 Haziran 2011 Salı

Babadan Oğula Öğüt

Beni iyi dinle oğlum..

‎* İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil.
* Kimseye yalvarma.
* Asla dönüp de arkana bakma.
* Sır tutmasını bil.
* Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgini satma.
* Hakettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin.
* Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
* Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
* Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
* Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma.
* Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
* Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.
* Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
* Kendini öven insanlardan kaç.
* Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
* Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
* Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme.
* Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.
* Gözyaşlarının değerini bil. Onları haketmeyenler için harcama.
* Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak Allah'a hakaret etme!
* Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
* Kendini sev.
* Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.
* Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
* Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakârlık yapma.
* İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
* Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
* Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
* İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
* Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme

17 Ağustos 2010 Salı

Baharın Habercisi GELİNCİK CİCEĞİ


Bahar ile birlikte gelip, yayılabildiği her yeri kırmızı giydiren gelinciğin binlerce yıldır var olduğunu ve çeşitli amaçlarla kullanıldığını biliyor muydunuz? Çoğu kırmızı renkli olmak ile birlikte ender de olsa pembe, sarı ve beyaz gelincikler de görmek mümkün. Eski zamanlarda gelincik “dağ lalesi” olarak da adlandırılmış, narin ve güzel bir geline (Türk töresinde gelinler eskiden beyaz değil kırmızı gelinlik giyerlerdi) benzetildiği için gelincik adı verilmiş. 3 bin yıl önce dahi eski Mısır lahitlerinde gelincik resimlerine rastlanmış. Homer’in İlyadası’nda ölen savaşçılar gelinciklere benzetilmiş.

Eski Yunan / Roma mitolojisinde de gelincik tanrı ile ilişkilendirilmiş. Morpheus (uyku tanrısı Hypnos’un üç bin çocuğundan biri ve insanlara uykuda çeşitli biçimlerde görünen düşleri simgeliyor) uyutmak istediği kişilere gelincikten yapılan taçlardan verirmiş. Morpheus için yapılan tapınaklar bu yüzdendir ki gelinciklerle süslenmiş.

Romalılar kara sevdaya düşenlere gelincikten yaptıkları içeceklerden verirlermiş ve bu içeceklerin aşk acısını azaltacağını düşünürlermiş.

Gelinciğin çiçekleri, yeşil yaprakları ve tohumları değişik amaçlarla kullanılır. Gelincik hafif bir yatıştırıcıdır. Özellikle taç yapraklarında rhoeadic ve papaveric asitler vardır. Eskiden İstanbul’da gelincik şurubu ve gelincik şerbeti yapılırmış. Hatta gelincik reçeli, likorü, zeytinyağlı gelincik yemeği, böreği, muhallebisi dahi yapılıyormuş. Sahrap Soysal’ın gelincikle ilgili bir yazısında Bozcaada’daki Adacafe’de (Adagelincik) bu lezzetli ürünler hala yaşatılmaya çalışılıyormuş diye okumuştum. Bana da huzur ve mutluluk veriyor, araba ile yanlarından son sürat geçerken, seyretmeye doyamadığım gelincik tarlaları

15 Mayıs 2010 Cumartesi

İçimden gecen aklıma takılanlar (bir pazar sabahı)

Neden insanlar birşeylere mana yüklemekte bu kadar ısrarcı..!

bırakın hayatınızı yaşayın.. hayat o kadaf kısaki durup düşünerek harçanacak zamanımız yok.. bırakın kim ne yaşamak istyorsa onu yaşasın.. asıl önemli olan noktayı kacırmayalımmm BEN ben ne istiyorum ne yaşamak istyorum..

sanırım önce kendi mutluluğumun tarifini belirlemeliyim...!

bu soruyu cok uzun bi arayıştan sonra buldum.. ve artık kimseye neyi neden yaptıgını yada ne, niçin gibi soruları sormuyorum.. benim yörüngemde olmak isteyene her zaman bir yerim var ama kimse benim eksenimde yörüngemde olsun diye ugraşacak vaktim yok kısa süreli kesişmeler güzeldir, ufak mutluluklar yaşatır insana ama kendi yörüngesinden cıkartmamalı bir süre sonra bitecegini bildigin bir mutluluk için hiç birşey feda etmeye deymez.. hayat mutsuz olunacak kadar uzun degil


16.01.2010

4 Mayıs 2010 Salı

Hayat kısa sen daha hâlâ...

Ona küs, buna gücen, şunu unutma, bunu silme. Merak etme hayat, koca bir silgiyle bütün bu vesveselerini ve seni siliverecek.

O zaman içinde yazılı, okudukça içini acıtan bütün o satırlar da, vakti zamanında hücrelerini morarttıklarıyla kalakalıcak.
Erteleyebildiğin herşeyi, erteleyebildiğin kadar ertele. Günleri gelmiycek. Diyeceksin ki, şu çocuklar bir büyüsün. Diyeceksin ki, şu dönem bir geçsin. Diyeceksin ki, du bakalım. Hayat bu dille konuşmaz halbuki, o hep der ki: hadi çocuklar büyümeden, bu dönem geçmeden, durup bakmadan.
Ağzında geveleyip durduğun bir sürü şeyi çıkarmadın. şişti, şişti, şişti yanakların. Bakınca görülüyor suratındaki o şişik ifade. Çıkarmadığın şeyler, sevgi sözcükleri, itiraflar, kırmamak için tuttuğun bütün o cam kırıkları hayat bittiğinde, çenenin rahatlamasıyla beraber dökülüvericek ama sessiz. Yani kimse duymayacak yine onları yazık. Çıkarsaydın görürdün, dünya laflarla sona ermez. Değişir en fazla.
Ona bakmıyorsun. Nefesine bakmıyorsun. Bakmıyorsun, suya çiçeğe çocuğa. Bir hayaline bile bakmıyorsun. Onları ‘renkli şeyler’ diye ayırmışsın. Hep siyahları yıkıyorsun, hep beyazları. Siyah beyaz oldun. Hayatın bittiğini anladığında, ki hep geç kalınır oraya, elin aceleyle gidicek renklilere. Ama tutucak gücün olmıycak artık. Burnun duruyorken kokla, ağzın duruyorken öp, elin duruyorken alkış!
Yok bilmem kimler ne der, başkaları ne buyurur! Halbuki hayat, insanları tek tek düşürdüğü gibi rahime, tek tek alır geriye. Başkaları başkadır adı üstünde. Onlar ne içini bilirler, ne düşünü. Onlar yok ki, düşünmezsen. Bir tek sen varsın, bir bilsen. Komşu, bir penceredir. Başkaları, onbeş dakika dedikodudur en fazla. Hayat bir pencereden görülmeyecek kadar büyük, ve kısa da olsa onbeş dakikadan uzundur canım.
Kendinde kusur arıyorsun. Başkalarında kusur arıyorsun. Herkeste kusur var zaten. Önemli olan kusursuzu, eşsizi, biricik olanı aramak. Hayat bitmeden önce, onları ödüllendiriyor bir şekilde. Diyor ki: sen hep doğru şeyi aradın. Bulmaktan bile mühimdir bu.
Hep, diyorsun hep aynı. Güneş bir aşağa bir yukarı, mevsimler yanyana dört tane, saat yuvarlak yirmidört kere döner. Evet onlar arkanda hep aynı şeyleri yapar. Ama sandığın kadar uzun sure yapmayacaklar bu dansı.
Bunu yapıyorlar ki, sen üzerine doğaçla. Kendi dansını bul, melodini tuttur, sözünü söyle. Sırf sen onları yap diye, dönüp duruyor zavallıcıklar. Sana bunu bir türlü anlatamadılar.
Bu okuduklarını unutup, sonsuz bir bekleyiş uydurup kendini soldurma. Hayat son nefesini alıp, seni soldurana kadar çal. Hayattan çal, çalabildiğin kadar. Yaptığın tek hırsızlık bu olsun. Oyunun sonunda, ‘don!’ dediklerinde, ellerini kaldır bedenin çıplak olsun, hiçbirşeyi sürüklememiş, biriktirmemiş ol. Yüzünde bir gülümseme olsun, ‘seni alt ettim bak! gülümsememi sonuna kadar tuttum’ gibilerden.

Nil Karaibrahimgil

28 Nisan 2010 Çarşamba

Ölmeden önce okunması gereken kitaplar...



Notos Öykü dergisinin hazırladığı “Ölmeden önce okumanız gereken 40 kitap” listesi 74 yazardan 10′ar kitap belirlemeleri istenmiş ve seçilen kitaplardan en çok oy alan 40 tanesi listeye koyulmuş.

1- Don Quijote, M. de Cervantes Saavedra (1605)
2- Suc ve Ceza, Fyodor Dostoyevski (1866)
3- Memleketimden Insan Manzaralari, Nâzim Hikmet
(1966-1967)
4- Alemdagda Var Bir Yilan, Sait Faik Abasiyanik
(1954)
5- Tutunamayanlar, Oguz Atay (1971)
6- Hamlet, William Shakespeare (1600 dolaylarinda)
7- Yuzyillik Yalnizlik, Gabriel García Márquez (1967)
8- Huzur, Ahmet Hamdi Tanpinar (1949)
9- Anna Karenina, Lev Tolstoy (1873-1877)
10- Karamazov Kardesler, Fyodor Dostoyevski (1880)
11- Kara Kitap, Orhan Pamuk (1990)
12- Ilyada, Homeros (MO 9.-7. yuzyil)
13- Odyssia, Homeros (MO 9.-7. yuzyil)
14- Savas ve Baris, Lev Tolstoy (1865-1869)
15- Ilahi Komedya, Dante Alighieri (1307-1321)
16- Binbir Gece Masallari (8.-9. yuzyil)
17- Madame Bovary, Gustave Flaubert (1856)
18- Donusum, Franz Kafka (1915)
19- Ecinniler, Fyodor Dostoyevski (1872)
20- Butun Oykuleri, Anton Cehov (d.o. 1860-1904)
21- Kucuk Prens, Antoine de Saint-Exupery (1943)
22- Ince Memed, Yasar Kemal (1955)
23- Denemeler, Michel de Montaigne (1572-1588)
24- Ulysses, James Joyce (1922)
25- Yunus Emre Divani (d.o. 1238?-1320?)
26- Mesnevi, Mevlana Celaleddin Rumi (1278, en eski nushasi)
27- Dava, Franz Kafka (1913)
28- Budala, Dostoyevski (1868)
29- Mrs. Dalloway, Virginia Woolf (1925)
30- Son Siirleri, Nâzim Hikmet (1970)
31- Macbeth, William Shakespeare (1606)
32- Kizil ile Kara, Stendhal (1830)
33- Malte Laurids Brigge’nin Notlari, Rainer Maria Rilke (1910)
34- Kayip Zamanin Izinde, Marcel Proust (1917-1925)
35- Ses ve Ofke, William Faulkner (1929)
36- Gonulcelen, J.D. Salinger (1951)
37- Seyh Bedrettin Destani, Nâzim Hikmet (1936)
38- Bir Dugun Gecesi, Adalet Agaoglu (1979)
39- Evliya Celebi Seyahatnamesi (1898-1938)
40- Kotuluk Cicekleri, Charles Baudelaire (1857)